Muz, birçok açıdan atıştırmalık bir süper besindir. Bol miktarda besin maddesi ve gerekli vitaminler içerir, özel bir hazırlık gerektirmez ve kendi ambalajıyla gelir—hızlı ve sağlıklı bir atıştırmalık için mükemmeldir. Peki, bazı kaynaklar neden hamilelikte muzdan uzak durulmasını öneriyor?
Bu makalede, herkesin yakından tanıdığı bu meyveyle ilgili bildiklerimizi gözden geçiriyor ve hamile kadınların muz tüketmesinin uygun olmayabileceğine dair inancın kökenini inceliyoruz. Hepimizin bedeni farklı; bu nedenle hamileyseniz, sizin ve bebeğiniz için en iyi beslenme düzeni ve muz tüketimi konusunda mutlaka doktorunuzla veya bir beslenme uzmanıyla konuşun.
Sağlıklı ve dengeli bir beslenmenin genel ruh, fiziksel ve duygusal iyilik halimize katkı sağladığını biliyoruz. Hamilelikte ise diyet daha da önemli hale gelir çünkü hem anne hem de gelişmekte olan bebeği, süreci sağlıklı atlatabilmek için doğru şekilde beslenmek durumundadır.
Hamile kaldığınızda beslenmenizin değiştiğini görebilirsiniz. Alkol ve çiğ et gibi potansiyel olarak zararlı bazı ürünlerin, hamile kadınlar için evrensel olarak güvensiz kabul edilmesi nedeniyle uzak durulması önerilir. Ayrıca hamilelikle birlikte gelen hormonal değişiklikler, yediğiniz yiyeceklere bakış açınızı da baştan aşağı etkileyebilir.
Buna ek olarak, hamilelikte diyabet, düşük demir seviyesi ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunları anne adaylarında yaygın olarak görülebilir. Böyle durumda kişiye özel beslenme önerileri almak gerekebilir.
Hamile kadınların çoğunda görülen aşerme ya da belli yiyeceklerden tiksinme, genellikle ilk trimesterde ortaya çıkar ve oldukça bilinen bir durumdur. Her kültürde sağlıklı hamilelik için gerekli tüm vitamin ve besinleri içeren ideal beslenme konusunda farklı öneriler mevcuttur.
Muz hem ucuz hem de lezzetli olup pek çok sağlık faydası sunar. Peki, bazı uzmanlar neden hamilelikte muzdan kaçınılmasını öneriyor? Bu tatlı ve etli meyvenin (botanikçilerin tek bir yumurtalıktan büyüdüğü, yumuşak kabuklu ve bol çekirdekli olduğu için aslında "meyve" değil "bir çeşit böğürtlen" olarak gördüğünü öğrenince şaşırdık!) içeriğine birlikte göz atalım.
Muz hafif, besleyici ve sindirimi kolay bir meyvedir. Kimi zaman ameliyat sonrası ya da sindirim sistemi rahatsızlığı geçiren kişilere önerilir çünkü tahrişe neden olmaz ve bağırsak hareketlerini destekler. Günlük yaşamda da sağlıklı bir atıştırmalık alternatifi sunar.
Muzun içerdiği temel vitamin ve mineraller mide yanmasını önlemeye ve tansiyonu dengelemeye yardımcı olur. Muz tüketimi vücutta sıvı dengesinin sağlanmasına da katkı sağlar.
Muz; zengin besin değeri, lif oranı ve yüksek potasyum içeriğiyle bilinir. Karbonhidrat miktarı yüksek olduğu için önemli bir enerji kaynağıdır. Ancak bu nedenle özellikle olgun muzlar şeker bakımından da yüksektir.
Bir orta boy muzun ortalama içeriği:
Yeşil (olgunlaşmamış) muzlarda karbonhidratlar genellikle nişastadır ve muz olgunlaştıkça bunlar fruktoz, glukoz ve sukroza dönüşür. Çok olgun bir muzda şeker oranı %16'ya çıkabilir.
Yeşil muzlardaki (olgunlaşmamış muz) nişastanın çoğu dirençli nişastadır. Dirençli nişasta, ince bağırsakta sindirilmeyip kalın bağırsağa geçerek burada bakteriler tarafından bütirat adı verilen kısa zincirli yağ asidine dönüştürülür. Bütirat, kolonu kaplayan hücreleri besler ve bağırsak bariyerinin sağlığını koruyarak iltihabı azaltır.
Muzlar ayrıca faydalı prebiyotik lif olan pektin de içerir. Olgunlaşan muzda suya çözünebilen pektin oranı artar, bu da meyvenin yumuşamasına sebep olur.
Muzun sunduğu en önemli üç besin maddesi potasyum, B6 vitamini ve C vitaminidir. Potasyumun önemi ileride anlatılacaktır.
Muz ayrıca dopamin (alındığında antioksidan görevi görür) ve kalp sağlığını desteklediği gösterilen antioksidan flavonoid olan kateşin içerir.
Muzun içindeki temel besin maddeleri; kan basıncının dengelenmesine, mide bulantısının azalmasına, reflü ve mide yanmasının hafiflemesine yardımcı olur ki bunların hepsi hamilelikte sağlıklı bir beslenmede oldukça önemlidir. Muz yemek vücuda olumlu sağlık etkileri sağlarken, genellikle hamilelikte tüketilmesi güvenli kabul edilir.
Potasyum—Mütevazı Muzun En Önemli Varlığı
Muzun potasyum bakımından zengin olduğunu söylediğimizde, gerçekten de öyledir. Bu mineralin fazlalığı muzu süper besin yapan özelliktir, fakat potansiyel riskler de taşır. Çok fazla muz yemek bazı komplikasyon riskini az da olsa artırabilir.
Potasyum vücudun fizyolojik işlevlerinde hayati rol oynayan temel bir mineraldir. Kasların, sinirlerin ve kalbin düzenli çalışması için gereklidir. Ayrıca potasyum bir elektrolittir ve elektrik yükü taşıyan iyonlardan biridir.
Vücudun kendi başına üretemediği için gıdalarla almamız gereken en önemli elektrolitler potasyum ve sodyumdur.
Potasyum ve sodyum, hücrelerimizdeki iyon dengesini korumada birlikte çalışır. Bir sodyum iyonu hücreye girdiğinde bir potasyum iyonu çıkar (ve tersi). Bu pompa mekanizması vücudun sıvı ve kan basıncını düzenlemesine, hücrelere besin taşınmasına ve doku arası sinyal iletimine katkıda bulunur.
Vücutta sodyum ve potasyum oranı doğru değilse temel vücut işlevleri aksayabilir. İşlenmiş gıdaların yoğun tüketildiği bir beslenmede sodyum fazla, potasyum ise yetersiz kalabilir. Hazır yemeklerle beslenenlerin daha çok muz yemesinde fayda var.
ABD'de genel beslenme rehberleri yetişkinler için günde 2.500-3.000 mg potasyum alımını öneriyor. Orta boy bir muz ise bu ihtiyacın %10’undan fazlasını karşılar.
Muz, hamilelikte beslenme düzeninize yararlı bir ek olup önemli besinler, prebiyotik lif ve enerji sağlar. Muzdaki potasyum, vücutta sıvı ve elektrolit dengesinin, sağlıklı tansiyon seviyelerinin korunmasına yardımcı olur. Ayrıca, muz yemek kabızlık ve mide yanması gibi hamilelikte sık görülen şikayetlerin hafiflemesine yardımcı olabilir.
Hamilelikte kilo alımı birçok anne adayı için endişe vericidir ve muzda (ve diğer besinlerde) yer alan yüksek şeker içeriği riskleri artırabilir.
Gebelik normal seyrederken muz, gelişmekte olan fetüs için de bazı faydalar sunar. B6 vitamini bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişimi için çok gereklidir; muz B vitaminleri bakımından da zengindir. C vitamini, fetüsün demir emilimine yardımcı olur ki demir, kan üretimi için esastır.
Hamilelikte ne sıklıkla muz yemeye karar verirken kendiniz ve bebeğiniz için potansiyel sağlık risklerini göz önünde bulundurmalısınız. Yüksek potasyum düzeyleri ve aşırı şeker alımı problemlere neden olabilir. Muzun, hamilelikte kaçınan meyveler arasında sayılmasının bazı yaygın sebepleri şunlardır:
Yükselmiş potasyum seviyesi veya hiperkalemi (genellikle yanlış kullanılan takviyeler sonucu gelişir), anne ve bebek için kalp ve kas problemlerine neden olabilir. Belirgin semptomları olmayabilir, ancak yorgunluk, uyuşma ve güçsüzlükle kendini gösterebilir. En ciddi risk, anormal kalp ritmi ile kalp durması ve ölüm, ayrıca fetüste gelişim problemleri görülmesidir.
Kan şekeri, vücudun ana enerji kaynağıdır ve yediğimiz gıdalardan gelir. Düzeyleri yemek öncesi 80-130 mg/dL ve yemek sonrası 180 mg/dL’nin altında olmalıdır.
İnsülin, pankreasta üretilen ve glikozu hücrelere taşıyarak enerjiye dönüştüren bir hormondur. Diyabetli kişilerde insülin ya yeterince üretilmez ya da etkili kullanılmaz; bu durumda glikoz kanda kalır.
Yüksek kan şekeri (hiperglisemi), aşırı açlık, susuzluk ve sık idrara çıkma ile kendini gösterir. Akut veya kronik hiperglisemi ciddi komplikasyonlara sebep olabilir ancak yönetilebilir bir durumdur.
Bazı kadınlarda hamileliğe bağlı ve doğumdan sonra genellikle ortadan kalkan gestasyonel diyabet gelişir. Gestasyonel diyabet riski olan kadınların karbonhidrat tüketimini ve tükettikleri muz miktarını izlemeleri gerekir.
Hamilelikte annenin kan hacmi arttığından, vücudun daha çok kırmızı kan hücresine ihtiyacı olur ve bu nedenle demir başta olmak üzere B12 ve folata olan gereksinim artar.
Muz B vitamini içerir, fakat içeriğindeki bazı bileşenler bitkisel (non-hem) demirin emilimini engelleyebilir. Demir eksikliği anemi riski olan anne adayları bunu göz önünde bulundurmalıdır.
Muzlar potasyumdan zengin oldukları için tansiyon düşürücü (ACE inhibitörü, beta bloker gibi) ya da potasyum düzeyini etkileyen ilaçlar kullananlarda az miktarda tüketilmelidir. Aşırı potasyum, düzensiz kalp atışı ve böbreklere yük bindirebilir.
Muzun ayrıca asetaminofen ilacının etkisini azaltabileceği gösterilmiştir; bu gibi durumlarda muzdan kaçınılmalıdır.
Genel nüfusun sadece %0,1 – 1,2’sinde görülse de, bazı kişilerde muz ağız ve boğazda kaşıntı, dudaklarda ve dilde şişlik, hırıltı, kurdeşen, kramp ve ishal şeklinde alerjik reaksiyona neden olabilir. Bazen, bu reaksiyon hayatı tehdit edecek kadar ağır olabilir. Muz alerjisinin polen ve lateks gıda alerjisiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Kendinizde muz veya başka meyve/sebze alerjisi olabileceğini düşünüyorsanız, hamilelikte muzdan uzak durmak en güvenlisidir.
Hamilelikte vitamin, mineral ve lif alımını dengelemek için farklı meyveler tüketmek önemlidir. Ayrıca yeterince su içmek de kilit noktadır. İşte, hem sağlıklı hem de hamilelikte beslenme düzenine eklenebilecek muz yerine bazı meyve alternatifleri:
Portakal, bağışıklık sistemini güçlendiren, demir emilimine katkı sağlayan ve bebeğin büyümesine yardımcı olan C vitamini bakımından zengindir.
Çeşitli taneli meyveler antioksidan, lif ve C vitamini deposudur. Lif, sindirimi kolaylaştırır ve hamilelikte sık görülen kabızlığı önler.
Avokado, zengin sağlıklı tekli doymamış yağlar, folik asit ve potasyum sağlar. Folat, bebeğin beyin gelişiminin erken döneminde büyük önem taşır.
Mango; A vitamini, C vitamini ve folat içerir. A vitamini bebeğin göz gelişiminde önemli; C vitamini ise kolajen oluşumuna katkı sağlar.
Ananas C vitamini ve manganez sağlar. Ayrıca bromelain adlı sindirimi ve iltihabı azaltmayı destekleyebilen bir enzim içerir.
Elmalar lif, C vitamini ve çeşitli antioksidanlar sunar. Elmadaki çözünebilir lifler kan şekeri kontrolüne ve sindirim sağlığına destek olabilir.
Doktorunuz aksini söylemediği sürece hamilelikte muz yemekten çekinmenize gerek yoktur. Kişisel durum bazen beslenme düzeninde değişiklik gerektirse de, sebze, meyve, otlar, kuruyemişler, baklagiller ve az miktarda sağlıklı yağ-proteinden zengin çeşitli bir beslenmeyle çoğunlukla hata yapmazsınız. Su tüketimini ihmal etmeyin! Emin olamadığınızda ise, mutlaka güvenilir tıbbi danışmanlık alın.
WomanLog'u şimdi indir: