Yeni! Hesabınızı yönetmek, kayıtlarınızı görüntülemek, raporları (PDF/CSV) indirmek ve yedeklerinizi görmek için giriş yapın. Buradan giriş yapın!
Bu makaleyi paylaş:

Çevresel Kimyasallar Hormon Sağlığını Nasıl Etkiler ve Maruziyet Nasıl Azaltılır

Hiç düşündünüz mü, soluduğunuz havanın ya da yemek hazırlarken kullandığınız tencere-tava takımınızın endokrin sisteminizi alt üst edebileceğini? Her gün, doğurganlığı, adet döngülerini, metabolizmayı ve bağışıklık fonksiyonunu etkileyebilen sayısız çevresel toksine maruz kalıyoruz. Bu yazıda, endokrin bozucuların ne olduğunu ve daha sürdürülebilir, doğal seçeneklere geçiş yaparak maruziyetinizi nasıl azaltabileceğinizi öğreneceksiniz.

Hormon sağlığını etkileyen çevresel toksinler ve toksin maruziyetini azaltma ipuçları illüstrasyonu.

Giderek daha fazla insan, çevrelerinde bulunan ve insan vücudunda endokrin bozucu olarak işlev gören toksinlerin farkına varıyor. Endokrin bozucuların kapsamı ve etkileri tam olarak anlaşılmış olmasa da, araştırmalar düzenli maruziyetin endokrin bozukluklara, kısırlığa, kansere ve birçok başka sağlık sorununa yol açabileceğini gösteriyor.

Endokrin bozucular nedir?

Endokrin bozucular, doğal insan hormonlarını taklit eden, engelleyen ya da değiştiren kimyasallardır. Özellikle östrojen, progesteron ve testosteron gibi cinsiyet hormonlarını etkilerler, fakat tiroid hormonları, kortizol ve insülin de etkilenebilir.

Endokrin sisteminiz tüm vücudunuza yayılmıştır. Pankreas, yumurtalıklar, tiroid, testisler ve diğer birçok endokrin bez, vücudun çalışmasına yardımcı olan farklı hormonlar üretir.

Her hormon, vücutta farklı hormon reseptörlerini tetikler; bu temel açlık sinyallerinden metabolizma, sindirim ve doğurganlık gibi süreçlere kadar uzanır. Endokrin bozucular, bu doğal kimyasal süreçleri bozarak hormon dengesizlikleri ve ilişkili bozukluklara yol açabilir.

Endokrin bozucular, cildiniz, soluduğunuz hava, içtiğiniz su ve yediğiniz besinler yoluyla vücudunuza girebilir.

Endokrin bozuculara maruz kaldığınızda onlar:

  • Hormonları taklit eder: Bazı endokrin bozucular, doğal hormonların yapısına benzer ve hormon reseptörlerine bağlanabilir. Bu, vücudun kendi hormonlarının neden olduğu tepkilere benzer yanıtları tetikleyerek belirli süreçlerin aşırı çalışmasına yol açabilir. Örneğin, plastiklerdeki ftalatlar, östrojen reseptörlerini zayıflatarak yumurtlamayı bozabilir.
  • Hormonları engeller: Diğer bozucular, aktifleşmeden hormon reseptörlerine bağlanabilir ve böylece doğal hormonların bağlanmasını ve işlevini engeller.
  • Hormon üretimini değiştirir: Sentetikler, hormonların sentezi, taşınması, metabolizması veya atılımını bozarak östrojen fazlalığı veya insülin direnci gibi dengesizliklere neden olabilir.
  • Reseptör hassasiyetini değiştirir: Bu kimyasallar, hormon reseptörlerinin doğal hormonlara daha duyarlı ya da daha az duyarlı olmasına yol açabilir.
  • DNA’ya zarar verir: Bazı endokrin bozucular, DNA dizilimini değiştirmeden gen ifadesini değiştiren epigenetik değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler nesiller boyu kalıcı olabilir ve genetik mutasyonlara neden olabilir.

Yaygın endokrin bozucular hangileridir?

Endokrin bozucular çevremizde her yerde bulunur. Çok kirli bir bölgede yaşamadan bile belirli miktarda çevresel toksine maruz kalmak mümkündür.

Çoğu ortamda, yiyecekte, suda, giyimde ve mutfak gereçlerinde bulunan bazı yaygın kirleticiler şunlardır:

Bisfenol A (BPA)

Sert plastikler (kova, bazı gıda ambalajları, konserve kutusu iç kaplaması, fiş kağıtları) içinde bulunur. Deriye temas ettiğinde veya yiyeceklerle alındığında östrojen taklidi yapabilir; bu da yumurtlama ve adet döngüsünü bozabilir. Erkeklerde fazla östrojen; akne, erektil disfonksiyon ve kısırlık gibi sorunlara yol açabilir.

Ftalatlar

Yumuşak plastiklerde, parfümlerde, oje, saç spreyi, temizleyici ve şampuan gibi kişisel bakım ürünlerinde bulunur. Ftalatlar, doğal östrojen üretimini azaltarak düzensiz adetlere neden olabilir. Avrupa Birliği'nde bazı ftalat türleri yasaklanmıştır, ancak kullanımına ve miktarına bağlıdır.

Parabenler

Daha çok kozmetik (yüz kremi, losyon, saç kremi gibi) ve kişisel bakım ürünlerinde, bazı ilaçlarda koruyucu olarak kullanılır. Aşırı maruz kalma, hormon dengesizliklerine neden olabilir.

Triklosan

Sabun, diş macunu ve temizlik ürünlerinde antibakteriyel özellikleri için kullanılan aktif maddedir. Ancak tiroid fonksiyonunu bozabilir ve dolaylı olarak adet döngüsü ile metabolizmayı etkileyebilir. Birçok ülkede kullanımı yasaklanmış ya da aşamalı olarak kaldırılıyor.

Perfloroalkil maddeler (PFAS)

Yapışmaz tavalarda, suya dayanıklı giysilerde ve bazı gıda ambalajlarında bulunur.

Bu maddeler hem kadınlarda hem de erkeklerde östrojen ve androjen seviyelerini bozabilir, doğurganlığı ve adet döngülerini etkileyebilir ve polikistik over sendromu gibi endokrin bozuklukları tetikleyebilir.

Pestisitler (ör. DDT, atrazin)

Meyve-sebzeleri korumak ve verimi artırmak için kullanılmıştır. Fakat bazıları östrojen ve androjen dengesini bozarak doğurganlık ve adet döngülerini olumsuz etkileyebilir. Artık sadece taze ürünlerde değil, içme suyunda da bulunabiliyorlar.

Ağır metaller (ör. kurşun, cıva, kadmiyum)

Hava ve su kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde büyük bir sorun. Bazı kozmetiklerde, kirli suda ve özellikle üretim tesislerine yakın bölgelerde avlanan balıklarda bulunabilir. Ağır metaller hormonları etkileyerek adet döngüsü ve doğurganlığı bozabilir.

Advertisement


Endokrin bozucuların etkileri

Bu kimyasalların etkileri genellikle sinsi ve bazen seneler sonra ortaya çıkar. Özellikle düzenli veya yüksek maruziyet yoksa, sizde hiçbir etkisi olmayabilir.

Etkileri belirleyen faktörler:

  • Maruz kalınan spesifik endokrin bozucu
  • Maruziyet dozu ve süresi
  • Maruziyet zamanı (en tehlikelisi doğum öncesi dönem, çocukluk ve ergenliğin erken evreleridir)
  • Bireysel yatkınlık
  • Birden fazla endokrin bozucunun kombinasyon etkisi

Bununla birlikte, kirli bölgelerde yaşayan veya işi gereği toksik maddelerle çalışanlarda risk çok daha yüksektir.

Üreme sistemi üzerindeki etkiler:

  • Kadın ve erkeklerde cinsiyet hormonlarındaki değişikliklere bağlı doğurganlık azalması
  • Cinsel gelişim bozuklukları. Aşırı toksin maruziyeti üreme organlarının ve ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimini hızlandırabilir veya durdurabilir.
  • Meme, prostat ve testis kanseri gibi bazı kanserlerin gelişme riskinin artması, çünkü bu organlar hormon değişikliklerine daha duyarlıdır
  • Endometriozis gelişimi ya da mevcut durumun kötüleşmesi
  • Polikistik over sendromu (PKOS)
  • Doğacak çocuklarda cinsiyet oranı değişimleri. Alüminyum, krom ve cıva kirliliği erkek bebek oranını artırırken, kurşun kız çocuk oranını artırır.

Erken gelişim üzerindeki etkiler:

  • Doğum kusurları
  • Gelişimsel gecikme
  • Beyin gelişimi bozuklukları
  • Bağışıklık sistemi gelişiminde değişiklik; bu otoimmün hastalıklara ya da daha zayıf bağışıklık sistemine neden olabilir.

Metabolizma üzerindeki etkiler:

  • Obezite riskinin artması ve kilo vermede zorluk
  • Tip 2 diyabet
  • Metabolik sendrom
  • Lipid (yağ) metabolizmasında değişiklik

Sinir sistemi üzerindeki etkiler:

  • Bilişsel bozukluk
  • Davranış değişiklikleri
  • Nörodejeneratif hastalık riski artışı
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)

Bağışıklık sistemi üzerindeki etkiler:

  • Otoimmün hastalıklar
  • Enfeksiyonlara karşı hassasiyet artışı
  • Alerjiler

Kardiyovasküler sağlık üzerindeki etkiler:

  • Kalp hastalığı riski artışı
  • Hipertansiyon

Tiroid fonksiyonu üzerindeki etkiler:

  • Tiroid hormonlarında değişiklik
  • Hipotiroidi, hipertiroidi ya da tiroid kanseri gibi tiroid hastalıkları

Endokrin bozuculara maruziyetini nasıl azaltabilirsin?

Endokrin bozuculara maruziyeti azaltmanın yolları mevcut, fakat günümüz koşullarında bunlardan tamamen kaçınmak muhtemelen imkânsız. Ayrıca, birçok insan için daha az kirli bir yerde yaşamak ya da sürdürülebilir ürünler almak ekonomik açıdan mümkün olmayabiliyor. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yoksul toplulukların, çevresel toksinlere ve kirliliğe daha çok maruz kaldığı kanıtlanmıştır.

Endokrin bozuculara maruziyeti azaltmak için öneriler:

Gıda ve içecekler:

  • Mümkünse, özellikle "Dirty Dozen" olarak bilinen ve en fazla pestisit kalıntısı içeren meyve ve sebzeleri organik alın. Bunlar: çilek, ıspanak, kara/yeşil hardal, şeftali, armut, nektarin, elma, üzüm, biber, kiraz, yaban mersini ve yeşil fasulyedir. Bu ürünlerde genellikle yüksek düzeyde pestisit bulunur.
  • Mümkün olduğunda yerel ve mevsimlik ürün alın. Mevsim sebze ve meyvelerinde genellikle daha az pestisit olur.
  • Yiyecek saklamak için plastik yerine cam, paslanmaz çelik veya seramik kaplar kullanın.
  • Yemekleri plastik kaplarda ısıtmaktan kaçının.
  • İçme suyundaki zararlı maddeleri azaltmak için su filtresi kullanın.
  • BPA maruziyetini azaltmak için mümkünse konserve yerine taze ya da dondurulmuş ürünleri tercih edin.

Kişisel bakım ürünleri:

  • Etiketleri okuyup paraben, ftalat ve yapay koku içermeyen ürünleri tercih edin.
  • Mümkün olduğunda doğal güzellik ve cilt bakım ürünleri kullanın.
  • Parfümsüz ürünler seçin.
  • Kışın alüminyumsuz deodorant tercih edin.
  • Doğal malzemelerle evde basit saç-pay ve yüz maskeleri hazırlamayı deneyin.
  • Tampon ve plastik ped yerine menstrual kap, regl külotu veya organik regl ürünlerine geçiş yapın.

Temizlik ürünleri:

  • Sirke, karbonat ve limon suyu gibi doğal temizlik alternatifleri kullanın.
  • Parfümsüz ve çevre dostu temizlik ürünleri seçin.
  • Triklosan içeren antibakteriyel sabunlardan uzak durun.
  • Microfiber bez veya varsa buharlı temizlik makineleriyle sadece su kullanarak temizlik yapın.

Ev ortamı:

  • Kimyasal partiküllerden kaçınmak için evinizi düzenli olarak HEPA filtreli süpürgeyle temizleyin.
  • Evde havayı doğal yollarla arındırmak için salon bitkileri kullanın veya aromatik otlarla birlikte su kaynatın.
  • Düzenli olarak pencereleri açıp havalandırma sağlayın.
  • Ev içi tadilatlarda düşük uçucu organik bileşik (VOC) içeren boya ve kaplamaları tercih edin.
  • Parafin mumları ve sentetik kokulular yerine doğal soya veya bal mumu mumlar kullanın.

Giyim ve tekstil:

  • Ahşap, keten, pamuk veya metal gibi doğal malzemeden üretilmiş mobilya alın.
  • Organik pamuk, yün, keten ya da doğal lifli yatak ve giyim seçin.
  • Leke tutmaz kimyasallarla işlem görmüş kumaşlardan kaçının.
  • Boya kaynağını bilmediğiniz kıyafetleri ve koyu renkli giyimleri mümkünse az alın.

Mutfak gereçleri:

  • Yapışmaz tava yerine döküm demir, paslanmaz çelik ya da seramik kapları tercih edin.
  • Yapışmaz tava kullanıyorsanız yüksek ateşten kaçının, kaplama çizildiğinde yenisiyle değiştirin.
  • Gıda ve artıkları plastik streçle kaplamak yerine cam veya seramik saklama kabı ya da balmumu örtüleri tercih edin.

Bahçecilik:

  • Kahve telvesi, uçucu yağlar veya sinek tuzakları gibi doğal haşere kontrolü uygulayın.
  • Gübre olarak kompost veya hayvan gübresi gibi organik seçenekleri kullanın.

Kendiniz ve sevdikleriniz için temiz ve güvenli bir ortam yaratın

Çevremizdeki toksinlerden bütünüyle kaçınmak zor. Çoğu insan şehirde yaşadığı için belirli bir düzeyde maruziyet kaçınılmaz. Ancak, maruziyeti azaltarak, temiz ve çevre dostu ürünler seçerek ve plastik giyim ile mutfak gereçlerini doğal alternatiflerle değiştirerek sağlığınız üzerinde büyük bir olumlu fark yaratabilirsiniz.

WomanLog’u hemen indir:

App Store’dan indir

Google Play'den indir

Bu makaleyi paylaş:
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10950980/
https://www.publichealth.columbia.edu/news/study-finds-significant-link-between-air-pollution-neurological-disorders
https://www.augusta.edu/online/blog/environmental-toxins
https://news.agropages.com/News/NewsDetail---15177.htm
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC10218044/ https://health.clevelandclinic.org/how-environmental-toxins-can-impact-your-health
https://www.the-scientist.com/sex-ratios-at-birth-linked-to-pollutants-69485
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9821251/
https://www.nature.com/articles/s41467-023-39797-4
Advertisement


İdrar kaçırma, dünya çapında 200 milyon insanı etkiler. İdrar kaçırma gelişen kadınlarda idrar sızıntısı, mesane kontrolünün azalması ve sık sık idrara çıkma isteği görülür. Bu durum esas olarak yaşlı, hamile veya doğum sonrası kadınları etkiler. Pek çok kadın rahatsızlıkla yaşamayı seçse de, idrar kaçırma yaşam tarzı iyileştirilerek ve düzenli pelvik kas egzersizleriyle tersine çevrilebilir.
Rahim sarkması, menopoz sonrası kadınların neredeyse yarısını etkiler. Bu, sıklıkla tıbbi hatta cerrahi müdahale gerektiren ciddi bir sağlık sorunudur. Ancak ilerleyen yaşlarda rahim sarkmasını önlemeye yardımcı olmak için pelvik taban kaslarınızı güçlendirmenin yolları vardır.
Görme, insanların dünyayla etkileşime geçmek ve dünyayı öğrenmek için kullandığı birincil duyulardan biridir. Aynı zamanda dünyadaki çoğu işte kullanılan ana araçtır. Ayrıca, hayatımız giderek dijital ekranlar üzerinden ilerliyor ve bu durum gözlerin aşırı çalışması riskini daha da artırıyor.